25 Haziran 2010 Cuma

Maaji

Maaji,pek sevgili alışveriş sitesi trendyol sayesinde haberdar olduğum bir bikini-mayo markası.Her şey  bundan yaklaşık iki ay önce bikinileri trendyol'da görmemle başladı.Ben kampanyayı gördüğüm zaman nerdeyse bütün ürünler tükenmişti.İki-üç gün önce saat 10:00 gibi uyandım,bilgisayarı açtım, trendyol'a markafoni'ye falan bakayım bir ne var ne yok dedim ve trendyol'a girip,Maaji bikinileri görmemle büyük bir sevinç yaşadım ama ne yazık ki bu sevinç kısa sürdü.Şu sıralar hakkındaki duygu ve düşüncelerimi tarttığım ve galiba aşık olduğuma karar verdiğim bikini çoktan tükenmişti.Bahsettiğimiz bikini 08.00 de satışa çıkmış ve anında bütün bedenleri tükenmiş.Anlıyorum bikiniler çok güzeller ama işinizle gücünüzle uğraşın ya da işiniz gücünüz yoksa da benim gibi yatın uyuyun yani haksız mıyım? Neyse ne yapalım artık belki yollarımız bir şekilde tekrar kesişir o bikiniyle.

Bu kadar bahsettikten sonra o modelin resmini koymazsam ayıp olurdu artık.



Bakın çıldırın siz de ümitsizce isteyin Maaji bikinileri diye internet sitesini bir ziyaret edin derim.


Wimbledon


Bloglara meraklıysanız, ya da böyle "internette bir geziyim yahu ne olmuş" diyerek her gün 1-2 saatinizi bilgisayar başında harcıyorsanız, bu maç hakkında hiç bir şey duymamış olmanız imkansız. Yani biraz sonra okuyacaklarınız öyle "ooo bak hiç öyle düşünmemiştim." diyebileceğiniz şeyler değil, baştan uyarıyım dedim.


Ben hayatım boyunca hiç bir şeye 1-2 saatten fazla konsantre olamadım, ne ders çalışırken, ne oyun oynarken, ne başka saçma bir iş yaparken. benim için bir şeyle ilgilenmek; ben o işin üstesinden biraz gelmeye başladığımda ya da, o benim biraz üstemden gelmeye başlayınca biter.
Bu bağlamda uzun sürede yapılan her şey takdirimi kazanmıştır. Örnek olarak Ulm Katedrali'ni verebiliriz (513 sene). Biraz fazla uzun süren inşasına rağmen güzel yapıdır. Konumuz olan spor olaylarına dönecek olursak, sporu esas sevme nedenimiz çok da uzun olmayan sürelerde bizdeki rekabet duygusunu dindirebilmesidir. hatta bir çok spor dalında biz sıkılmayalım, rekabet ihtiyacımızı tam dozunda karşılayalım diye çeşitli önlemler alınmıştır. Futboldaki penaltı, voleybol ve tenisteki tie-break gibi. Biz maksimum 4-5 saatimizi ekran başında geçirir ve 2 gün sonra tüm olayı unuturuz. işte bazen istisnai olaylar oluşur ve onlar da dünya tarihindeki yerlerini alırlar. Geçtiğimiz hafta içinde olan da tam olarak buydu işte. Geçen yıl ilk olarak US Open ikinci turunda Marsel İlhan'ı yenince tanıdığımız dev adam John Isner ile tenisle içli dışlı olan insanlar hariç kimsenin tanımadığı (belki biraz one tree hill'deki mouth karakterine benzetebileceğimiz) Nicolas Mahut'nün kapışması tam anlamıyla 11 saatlik bir ziyafetti. Bu epik olayı izleyebildiğimiz için ne kadar şanslı olduğumuzu ne zaman anlarız bilemiyorum. Oynanan oyun hakkında yorum yapmaya gerek yok 11 saat ter döktükleri kortta süper bir oyun izlememiz beklenemezdi zaten. Ama ortaya koyulan mücadeleyi yüceltmek için kelimeler kifayetsiz kalır. Bize böyle bir olayı izlettikleri için teşekkür etmekten başka yapabileceğimiz bir şey yok. 50,100 yıl geçse de unut(a)mayacağımız bir maç o yüzden izlediğiniz her anın değerini bilin.



maç sonu

21 Haziran 2010 Pazartesi

The Social Network

David Fincher'ın yönettiği Facebook'un kuruluşu ve kurucusu Mark Zuckerberg'i anlatan film The Social Network'ün ilk posteri yayınlandı.Filmin  şu an oldukça boş olan bir internet sitesi de mevcut.

Ben altı senede bir insanın hayatı daha ne kadar değişebilir diye düşünürken David Fincher gibi bir yönetmenin o insan hakkında bir film yapacağını duymam düşüncelerimi sonlandırdı tabii ki.Hatta Mark Zuckerberg'in "muhteşem yerlere gelen sıradan insan" tanımı için pek de uç bir örnek olmadığını farkettim."Harvard Mezunu" ünvanı var öncelikle.Genelde o muhteşem yerlere gelen sıradan insanlar nedense üniversiteden atılmış,lise mezunu ya da liseyi yarıda bırakmış oluyorlar.O yüzden burdan ben ve benim gibi boşuna okuduğunu düşünen aslında büyük ihtimalle de haklı olan öğrenciler adına, içimizde ufak bir kıvılcım yaktığı için Mark Zuckerberg'e teşekkürlerimi sunuyorum.Bu da kendisinin facebook profili, bilgiler: "Harvard Mezunu".